Zulmün en kullanışlı gerekçesiydi. Suçsuz günahsız binlerce insana bu gerekçe ile zulmettiler, haklarını ellerinden aldılar. Yıllarca bu suçlamayı yaptılar, şimdi ise kendileri tam da söylediklerini yapıyorlar. Hiç de samimi değiller. Helalleşme söylemleri de böyle. Keşke samimi olsalardı, bizi inandırabilselerdi. Toplum kazanırdı, birlik beraberlik kazanırdı. Milletimiz sergilenen çelişkiyi görebilecek kadar tecrübe yaşadı ve geçmişte yaşananları asla unutmuyor.
AİLE KURUMUNU KİM GÜÇLENDİRECEK?
CHP’nin başörtüsü hakkını yasal güvenceye alalım hamlesine karşı Cumhurbaşkanının; “Hatta bununla kalmayalım, kadının ve erkeğin birlikteliğinden oluşan aile kurumumuzu da güçlendirecek, geleceğe güvenle bakmamızı sağlayacak ilave değişiklikler de yapalım.” teklifi, İstanbul’da yapılan LGBT karşıtı yürüyüşe Aile Bakanı Derya Yanık’ın; “Nefret söylemini yanlış buluyorum, devletin temel insan haklarını korumak ve teslim etmek yükümlülüğü bulunuyor.” sözlerini akıllara getirdi.
160 MİLYON SAKINCALI KİTAP!
MEB yetkilileri, her fırsatta öğrencilere yüz altmış milyon kaynak kitap dağıtıldığını söylüyor. Ben de MEB’in milyonlarca lira harcama yaparak öğrencilere “sakıncalı kitap” dağıttığını söylüyorum. Hadi dağıttınız, ekonomik sıkıntılar, reform yapmıyorsunuz vs. gerekçeleriyle anladığımızı söyleyelim, bari bu yanlışın reklamını yapmayın.
SINAV KARŞITLIĞI TROLLERİN İŞİ Mİ?
Yaklaşık üç aydır uzman ve başöğretmenlik sınavını tartışıyoruz. MEB’e göre tepkilerin aksine sınava büyük teveccüh varmış, çünkü şartları tutan öğretmenlerin yüzde doksan beşi sınava başvuru yapmış ve başvuru yapanların yüzde doksan dokuzu eğitimleri tamamlamış.
MEB tarihinde böyle bir polemik görülmemiştir. Bu zor ekonomik şartlarda, öğretmenleri ittiğiniz ikilem üzerinden, çıkardığınız yetersiz meslek kanununu aklamaya çalışmak ne insani bir çaba ne de akıllıca bir uğraştır. Bu kördüğümü her gün izlediğimiz polemik değil ancak TBMM çözer?
SİZE PARA VERDİK!
“Okullara para verdik. Okullara ilk defa bu sene para verdik. Ayırdığımız bütçeyi üç katına çıkardık. Okul müdürleri verdiğimiz parayı harcamıyor.” Para para para. Başka gündem yok, başa kakmanın ötesine geçti bile. Eğitimin gündemi bu olmamalı. İnsan, öğrenci, değer, maneviyat, duygu, güzel ahlak, başarı... Ne zaman eğitim konuşacağız?
BİZİM SENDİKA VAR YA!
Son birkaç yıldır bakanlıkların çalışma biçimi sendikaları derinden etkiliyor. Galiba birilerinin “cinsiyetsiz toplum” hayalleri gibi bazılarının da “sendikasız kamu düzeni” hayali var. Bu tür uygulamalar sahte, kimliksiz, köksüz ve ilkesiz sendikaların doğmasına, palazlanmasına fırsat veriyor. Bu yanlışın bedeli uzun vadede ortaya çıkar ve herkes nasibine düşeni alır. Bu dönemde, bizim sendika var ya diyenlere dikkatlice bakmak gerekiyor.
Yorum Yazın