Geçen hafta Adalar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, il genelindeki tüm öğretmenlere açık organizasyonuyla, eski adıyla Yassıada, yeni adıyla, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nı ziyaret ettik.
Mükemmel bir restorasyonla muhteşem bir eser ortaya çıkarılmış. Hüzün ve acılar anlatılmış. Vicdan sahibi herkesi kahreden sahneler adeta yeniden canlandırılmış.
Üç yüz ellisi vekil altı yüz kişinin yargılandığı mahkeme salonu, bal mumu heykelleriyle insanın içini ürpertiyor. Bu salonda izletilen kısa film, ziyaretçileri o kara günlere götürüyor. Ada bu yeni hali ile müzesi, camisi, oteli, kongre merkezi ve diğer birçok eseriyle hem bir döneme ışık tutacak hem de çok önemli bir etkinlik alanı olacaktır.
Yakın bir zamanda resmi açılışı yapılacak olan ada, halka açılacak ve misafirlerini ağırlamaya başlayacak. Bir döneme şahitlik etmek ve bugünü anlamak için ısrarla tavsiye ediyorum, ziyaret edin.
Bu hafta, altıncı yılında hain darbe girişimi 15 Temmuz’u konuşacağız. Geçtiğimiz günlerde önemli bir gelişme yaşandı, 28 Şubatçı on dört paşanın müebbet hapis cezaları onaylandı, fakat bu haber kamuoyunda hiç gündem olmadı. Galiba bu cezaların uygulanabileceğine kimse inanmadı.
Darbeleri, darbe tehditlerini yok etmek için bir taraftan geçmişi unutmamak, darbecileri en ağır cezalara çarptırmak ve mücadelede bir an bile olsun gevşememek gerekiyor. Milletimizin darbeler karşısındaki tavrını bilenler, yeni oyunlarını buna göre yapıyorlar. Bu günlerde, “kadife darbe” kavramını çokça dile getirmek ve bu kavram üzerinden bugüne ışık tutmak gerektiğini düşünüyorum.
İlk zamanlarda püskürtülmüş gibi görünen darbelerin, zaman içinde gevşeyen kitle karşısında adım adım hedefe gitme çabasını yok saymamak gerekiyor. Televizyon ekranlarında, devlet kademelerinden hala temizlenememiş FETÖ artıkları açıkça konuşuluyor. Çok üst görevlerde olduğu halde, ağzından bir kere FETÖ sözcüğü çıktığına şahit olamadığımız büyüklerimiz var. Eğitimde verilen FETÖ mücadelesini değersizleştirmek için yapılanları üzülerek görüyoruz.
Milletimiz doğruları görüyor ve bir çırpıda Menderes, Özal ve Erdoğan diyor. Bu çizginin dışına çıkanları cezalandırıyor. Milletimiz, darbelerin kendisi tarafından sevilenlere yapıldığını görüyor. Darbelerin karşısında sınavı kazananları da kaybedenleri de görüyor.
15 Temmuz gecesi sokağa ilk çıkan ve direnişin fitilini ateşleyen Memur Sen’i de onun mücadelesini de çok iyi biliyor. O karanlık gecede kafası karışanları da bilerek, yaptıklarını not ederek, sabrediyor. Yeniden görev düşerse ne yapacağını da iyi biliyor.
Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nı, hem o dönemin şahitlerine hem de yeni kuşaklara gezdirmek, tarihe tanıklık ettirmek, unutursak aynı sahnelerin daha büyük acılarla yeniden yaşanabileceğini anlatmak gerekiyor. Bu görev en çok biz eğitimcilere düşüyor. Emek verenlere selam olsun, Demokrasi ve Özgürlükler Adası hayırlı olsun.
Yorum Yazın